Yaşasın Cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet Devrimlerimizin adı olan Kadınlarımız.
05 Mart 2021
Okunma sayısı : 690
Cumhuriyet Devrimleri, kadın erkek eşitliğinin adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınların ülkemiz de ekonomik ve toplumsal olarak var olmasının adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınların köle olarak görülmesine karşı eşit bir birey ve yurttaş olmasının adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınları hor gören gerici zihniyete karşı laik yaşamın adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınlarımızın katledilmesine, sömürülmesine karşı adaletin ve demokrasinin adıdır.
Sömürüye ve baskıya
İş cinayetlerinde katledilmeye
Cinsel şiddete ve ayrımcılığa
Gerici kuşatmalara karşı
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Yaşasın Cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet Devrimlerimizin adı olan Kadınlarımız.
YAŞASIN CUMHURİYETİMİZ VE CUMHURİYET DEVRİMLERİMİZİN ADI OLAN KADINLARIMIZ.
8 Mart, kapitalizme, sömürüye, gericiliğe, baskı ve şiddete karşı duran dünya emekçi kadınlarının günüdür.
8 Mart, 164 yıldır kadınların erkek egemen sisteme ve kadınları eve mahkûm eden anlayışa karşı kadınların birlik ve mücadele günüdür.
Türkiye’de kadınlar, ev içinde emeği yok görülen, çalışma hayatında ayrımcılığa maruz kalan, toplumsal gericilikle kuşatılan, her gün cinayetlere kurban giden bu karanlık sistem içerisinde yurttaş olabilmenin mücadelesini vermektedir.
Kadın sömürüsü elbette daha önce de vardı. Lakin bu sömürünün boyutu AKP iktidarı ile perçinleşmiş, kadın sadece evinde kalan ve itaat eden bir nesnr olarak gösterilmiştir.
Kadınların gülmesini ahlaksız sayan, en kutsal vazifeyi evinde eşine bakmakla eş değer gören AKP’nin gerici zihniyeti, kadınların sömürülmesinde ve katledilmesinde birinci dereceden sorumludur.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 66 kadın cinayetlere kurban gitmişken, ardan geçen 19 yılda katledilen kadın sayısı 8 bine dayanmıştır.
6284 sayılı 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun yürürlüğe girdiği 2013 yılından 2020 Ocak ayı sonuna kadar 448 bin 409 kadın şiddete maruz kalırken,1 milyon 608 bin kadın ise koruma talebinde bulundu.
AKP’nin kadına karşı şiddet ve cinayet sicili bu denlice bozukken şimdide İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmakta, kadının adından dahi rahatsız olan gerici ittifak ortaklarıyla kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına ve katledilmesine ön ayak olmaktadırlar.
Kadınlar sadece aile içinde değil iş yerinde de sömürüye, adaletsizliğe ve ölümlere kurban gitmektedir.
Sadece 2020 yılında adına kader dedikleri, fıtrat dedikleri sömürü düzeninde en az 150 kadın emekçi iş cinayetlerine hayatını kaybetmiştir.
Ekonomik kriz en çok kadınları etkilemiş, Kadın istihdamı yüzde 10 civarında azalmıştır.10 milyondan fazla kadın ev işleri nedeniyle kendi ekonomik bağımsızlıklarından dışlanmış, pandemi sürecinde de çalışan kadınların sömürüsü hem ev işlerinde hem iş hayatında olmak üzere iki kat artmıştır.
Kadınlar iş hayatında da sürekli ayrımcılığa maruz kalmış, aynı işi yapmalarına rağmen kadınlar erkeklerden yüzde 31,4 daha az gelir elde etmiştir.
Ücretlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliği artarken, 2006 yılında yüzde 12 olan eşitsizlik 2020'de yüzde 20,7'ye yükselmiştir.
Kısacası AKP iktidarında kadınlar çalışma hayatında daha fazla sömürülmüş, daha fazla baskıya maruz kalmıştır.
Türkiye, gerici Akp İktidarıyla birlikte her olanda tarihsel bir gerileme dönemine girmiş, Cumhuriyetin kazanımları tek tek yok olmuş, laiklik ayaklar altına alınmıştır. Ülkenin dini referanslarla yönetildiği böyle bir ortamda, eşitsizliklerin, gericiliğin artması da kaçınılmazdır.
Siyasi liderler, gerici kurumlar ile bu kurumların yöneticileri tarafından dile getirilen kadın düşmanı söylemler ve yasal düzenlemeler, Akp rejiminin ürünüdür. Kadınlara biçilen rol, ya ev içi rollerine geri dönmek ve çok çocuk doğurmak ya da esnek çalışma modelleri ile ucuz iş gücü olarak sermayenin sınırsız sömürüsüne terkedilmektir. Ülkemiz karanlığa sürüklenirken kadın düşmanı politikalar ve söylemler toplumsal gericileşmenin başat unsuru haline gelmektedir.
Aydınlanmanın, eşitliğin ve özgürlüğün hüküm sürdüğü bir ülke haline gelmeden kadına yönelik sömürü son bulmayacaktır. Clara Zetkin’in de dediği gibi ‘’Kadının özgürlüğü, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, yalnızca emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla olacaktır.’’
Cumhuriyet Devrimleri, kadın erkek eşitliğinin adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınların ülkemiz de ekonomik ve toplumsal olarak var olmasının adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınların köle olarak görülmesine karşı eşit bir birey ve yurttaş olmasının adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınları hor gören gerici zihniyete karşı laik yaşamın adıdır.
Cumhuriyet Devrimleri, kadınlarımızın katledilmesine, sömürülmesine karşı adaletin ve demokrasinin adıdır.
Sömürüye ve baskıya
İş cinayetlerinde katledilmeye
Cinsel şiddete ve ayrımcılığa
Gerici kuşatmalara karşı
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Yaşasın Cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet Devrimlerimizin adı olan Kadınlarımız.