KAZ DAĞLARINA SAHİP ÇIKMAK EMEĞİMİZE VE VATANIMIZA SAHİP ÇIKMAKTIR
22 Ağustos 2019
Okunma sayısı : 1512
Kaz Dağları’nda günlerdir yaşananlar memleketimizin gündemine oturmuştur. Kaz Dağları’nda yaşanan doğa katliamı karşı başta ege bölgesi olmak üzere ülkemizin birçok yerinde ve özellikle de sosyal medyada büyük tepkiler oluşmuştur. Kaz Dağları’ndaki katliam sadece binlerce ağacı yok etmekle kalmayacak aynı zamanda ülkemizin geleceğini büyük tehlikelere sokacaktır. Kaz Dağları’ndaki katliam başka bir yönüyle de Atatürk Devrimleri ’ne vurulan darbelerin başka bir halkasını da oluşturacaktır.
Altın madeni çalışmalarının ülkemizin ekonomisine katkı vereceği baştan aşağı uydurulmuş bir yalandır. Kanadalı şirket Alamos Gold’un başlattığı ve AKP iktidarının onay verdiği altın madeni projesi ile neredeyse elimizde kalan son oksijen depolarından birisi olan Kaz Dağları tarumar edilmek isteniyor. 1993 yılında Milli Park olarak ilan edilen bölgede yapılmak istenilen katliam beraberinde suyun kirlenmesi ve siyanür yaşamımızı tehlikeye sokarak yıkıcı etkisini gözler önüne sermektedir. Daha fazla para hırsı için ülkemiz doğasının nadir cennet bölgelerinden birisi olan Kaz Dağları’ndaki talana izin vermeyeceğiz.
AKP iktidarı her seferinde yaptığı Osmanlı vurgusunu yaşam içerisinde de bizzat göstermektedir. Bunu anlamak için tarih içerisinde bulunana sayısız imtiyaz anlaşmalarına bakmak yeterlidir. Şöyle ki 19. yüzyılda Osmanlı topraklarına demiryolu açmak için emperyalist ülkelere verilen imtiyazlar neticesinde madenlerimiz, ormanlarımız emperyalistlere peşkeş çekilmiştir. Milli Mücadele’nin zaferle kazanılması sonucu cumhuriyetin kurucu kadroları tarafından bu imtiyazlar reddedilmiştir. Cumhuriyetin kurucuları ormanlarına sahip çıkabilmek ve geliştirmek için Köy Kanunları, Orman Kanunları, Ağaç Bayramları gibi sayısız düzenlemeyi gerçekleştirmişlerdir. AKP iktidarı ise baştan Atatürk Orman Çiftliği olmak üzerine birçok doğal bölgemizin talanına yönelik birçok adım atmıştır.
Yakın tarihimiz emperyalist talan ve yağmalara karşı direnişlerle doludur. Bunların en başta geleni ise 1969 İstanbul’a gelen 6. Filo adlı savaş gemisinin yurtsever öğrenciler tarafından protesto edilmesidir. Evet, şimdi 6. Filo bir altın maden şirketi yüzüyle Kaz Dağları’na demir atmak istemektedir. Bugünün vatanseverleri günlerdir ‘su ve vicdan’ nöbeti ile bu talana karşı mücadele içerisindedirler.
Evet, Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerlidir. Çünkü Kaz Dağları hem tarihimiz hem de geleceğimizdir. Kaz Dağları’na sahip çıkmak doğamıza ve yaşamımıza sahip çıkmaktır. Kaz Dağları’na sahip çıkmak emperyalist talana ve yağmaya karşı durmaktır. Kaz Dağları’na sahip çıkmak ülkemize, emeğimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkmaktır.
TÜM YEREL SEN MERKEZ YÖNETİM KURULU