HALKTAN YANA BİR BÜTÇE VE TİS TALEPLERİMİZİN ARKASINDAYIZ
Tüm Yerel Sen Genel Başkanı Mücahit Dede, Myk Üyesi Doğan Altun ve Ankara Şube Yönetimi ile katılım sağlamıştır.
Atatürk’ün ifadesiyle milletin egemenliğinin sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde olmamızın nedeni, Meclis’in millet yararına çalışması konusunda kamuoyu baskısı oluşturmaktır.
Bilindiği üzere, yanlış ekonomi politikalarındaki ısrar sonucunda günden güne derinleşen ekonomik kriz, halkın ezici çoğunluğunu açlığa mahkûm etmiştir.
BİRLEŞİK KAMU-İŞ KONFEDERASYONUMUZA BAĞLI AR&GE BİRİMİ KAMU-AR’IN VERİLERİNE GÖRE AÇLIK SINIRI EKİM AYINDA 30 BİN 61, YOKSULUK SINIRI DA 92 BİN 238 LİRA OLMUŞTUR!
Beslenme ve barınma gibi İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan temel ihtiyaçları gidermek bile lüks hale gelmiştir. Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir, emekçinin daha da yoksul, işsizin ise daha umutsuz hale geldiği bu karanlık tabloda, TBMM çatısı altında hazırlanacak 2026 Merkezi Yönetim Bütçesi’ne dair emekçiler adına kaygılarımız vardır.
Hükümet ekonomik gerçekleri değil TÜİK’in hayal ürünü raporlarını, halkın ihtiyaçlarını değil sermayenin taleplerini esas alarak; sosyal devlet ilkesinden tamamen kopuk şekilde hazırlanacak bir bütçe, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi biz emekçiler için daha da ağırlaştıracaktır.
Her zaman emekçilerin ve halkın cephesinden bakan, gerçek açlık ve yoksulluk araştırmalarını aksatmadan yürüten ve duyuran, adil bir ekonomik sistem için mücadele eden Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bugün, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilerin kapısını çalacağız. Onlara, hazırlanacak bütçe öncesinde gerçek yoksulluğu gösteren raporlarımızı ve derin yoksulluğu hafifletecek çözüm önerilerimizi dosyalar halinde sunacağız.
Halktan ve emekçiden yana bir bütçe hazırlanması gerekliliğinin altını çizecek, görüşmelerin ardından süreci yakından takip edeceğiz.
Bugün TBMM’de bulunmamızın tek nedeni 2026 bütçesi değildir. Yakın geçmişte yaşanan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde kamu emekçilerine yapılan haksızlığı da unutmadık.
Bilindiği üzere, üçüncü büyük konfederasyon olarak bulunduğumuz TİS masasında kamu emekçileri açısından hezimet niteliğinde bir karar çıkmıştır. Görüşmeler sırasında, “müsamere değil müzakere yürütülmesi gerektiğini”, “insani taleplerimizden asla vazgeçmeyeceğimizi”, “masanın ve hakem heyetinin yapısının emekçilerin aleyhine kurulduğunu” defalarca vurgulamıştık.
Ne yazık ki uyarılarımız dikkate alınmadı ve kamu emekçileri ile emeklileri, aileleriyle birlikte 25 milyonu aşkın yurttaş sefalete itildi.
Birleşik Kamu-İş olarak, müzakere sürecinden bugüne kadar haklı taleplerimizin takipçisi olacağımızı söyledik; bugün burada bu sözümüzü yineliyoruz.
Yaptığımız kapsamlı çalışma sonucunda, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilere hazırladığımız kanun değişikliği tekliflerini sunacağız. Bu teklifler arasında yer alan düzenlemelerle, kamu emekçilerinin:
Kıdem aylığı, Aile yardımı, Hak edilen ek zam, Haftalık çalışma süresindeki adaletsizlik, Emeklilik hesabındaki karmaşa, Gelir vergisi yükü, Enflasyon farkı ödemesindeki haksızlık, Kıdem tazminatı adaletsizliği, Yıllık izin haklarındaki gasplar, Kira yardımı ve 3600 ek gösterge gibi birçok sorunun çözüme kavuşması mümkündür.
Ayrıca, kamu çalışanlarına yapılan seyyanen zammın taban aylığa ve emeklilere de yansıtılması talebimizi yineliyoruz.
Bu düzenleme, hem çalışma barışının sağlanması hem de emekli aylıkları arasındaki adaletsizliğin giderilmesi açısından zorunludur.
Meclis ziyaretlerimiz, kimin gerçekten emekçiden yana olduğunu, kimin 25 milyon yurttaşın acil sorunlarını önemseyip önemsemediğini de açıkça gösterecektir.
Birleşik Kamu-İş olarak, halktan ve emekçiden yana bir bütçe düzenlemesi ile yukarıda sıraladığımız kanun değişikliği taleplerimizin sonuna kadar arkasında duracağımızı; sürecin takipçisi olacağımızı ve siyasi partilerin yaklaşımlarını kamuoyuyla tüm şeffaflığıyla paylaşacağımızı ilan ediyoruz.